29 Şubat 2012 Çarşamba

39. Hafta - Sıkıntılı Sezaryen - Mutlu son

Kahraman Bey, eşim, annem, babam ve muhteşem güçlü çıkan bebeğim sağolsun ki neler neler beklerken, nelerden korkarken, hiç biri olmadı; beni, Akbulut'u ve hatta yer yer Kahraman beyi şaşırtır şekilde (annem hiç şaşırmadı, olumlama mantığıyla hep her şey yolunda gidecek modundaydı çünkü) şükür çok güzel bir hamilelik geçirdim. Hele 32. haftadan sonra koca bedenimi geceleri tuvalete kaldırmaktan ve ayakta durunca yaşadığım muazzam baskı hissine rağmen alışveriş yapmaktan  başka bir derdim yoktu. Doğuma 3 gün kala şu telefon görüşmesini yaptım mesela:

- Füsuncuğum Özdilekteyiz şimdi biz, annemle alışverişe geldik.
-Hmm sor bakalım Kadın doğumcuları var mıymış?

Kahraman beyin risk almamı istemediği için yasaklamasına rağmen biraz mecbur olduğumdan, biraz da iyi hissettirdiğinden, son güne kadar araba kullanabiliyor olmam bile muazzamdı benim için. 

Karın heyecanı ve mutluluğu, sabahın getirecekleri ve bedenimde yeri iyice daralmış olan idrar kesem yüzünden nerdeyse 2 saat uyuyup da girdim ben sezaryene. Sabahın köründe arabayı ben kullanacağım ısrarıma kulak asmayan Akbulut şoförlüğünde, annem babam ve teyzem güle oynaya gittik hastahaneye.  Gerisini yazmayacağım, anlatmayacağım, inşallah bir gün gelip unutacağım, sadece şöyle bileceğim; doğumum sonu mutlu biten ancak  bu hamileliğe hiç yakışmayacak bir hayalkırıklığıydı, kendimi o acaip ameliyathanede yapayalnız hissettiğim bir kabustu; ne müzik vardı fonda, ne moral konuşması, ne güven hissi, anestezim yapılırken günlük hayatlarının sohbetindeydi ekip, kendimi farbrikada paketlenmekte olan cips gibi hissettim. en çok korktuğum şeydi, kollarımı bağlamadılar? Ne vakit bağlayacaklar  diye düşünürken anestezi yüzünden bayılıp ayıldım. Bayıldım ben bayılıyorum dedim, anestezini çok vermişiz ondan dedi birisi, diğeri çok olacak tabi dedi,  Soğuktu orası, kimsesizdim ben. Bebek doğdu bana dakikalar gibi gelen bir süre sesi çıkmadı,  niye sesi çıkmıyor bir sıkıntı mı var diye sayıkladım, cevap veren olmadı, sesi geldi gene bayıldım. Ayıldım bebeği gösterdiler hayal meyal, ay küçücük dedim. hadi oradan dedi birileri. Anesteziden çıkmak için alındığım odadaki yaşlı hemşirenin umursamaz tavrını da unutmak istiyorum, "senin penisilin alerjin mi vardı ? Hayır yoktu, zaten o alerjilerin yarısı yalandır "diyen doktorumun sertliğini de. (Oysa amniyosentezden sonra kullandığım penisilin alerjisi olanlara verilen  bir antibiyotik yazmıştı, bu konuşmanın sonrasında da aynı reçete ulaştı. ve sürpriz o da son dakikada alerji yaptı, kurdeşen ve anjiyoödemle uyandım, ölümden döndüm sayılır, elimde el kadar bebekle, demek ki yalan değilmiş alerjilerim?)Bazen düşünüyorum, keşke eşim olaydı, ya da en azından bir doğum fotoğrafçısı, kimbilir belki o vakit herşey daha iyi olurdu.

Neyse, bunların hiçbiri bu hamileliğe yakışmıyor, unutacağım, hem herşey yolunda gitti, önemli olan bu değil miydi? 

 





Doğumdan sonra bambaşka bir boyuta geçen bir hayatın bambaşka bir blogu olmalı diye düşünüyorum.

Hikayesi her nasıl olursa olsun, bu mutlu son herkese nasip olsun.
  • Şükürler olsun ki bu etap mutlu sona ulaştı.. Tüm yol boyu kalbi bizimle olan herkese teşekkürler:) Sevgiler
     ·  · 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder