5 Eylül 2011 Pazartesi

12. Hafta - Basın Açıklaması

İlk talihsiz hamileliğimde, hamile olduğumu eşe dosta hemen duyurmuş, ardından bebeği kaybedince de gelen avutma/teselli ve geçmiş olsunlarla başa çıkamamıştık uzunca bir süre. Benzer bir sıkıntıyı tekrar yaşamamak için Akbulut'un önerisi, aile hariç hamileliğimle ilgili davul çalmamamız gerektiği yönündeydi. Ben de biraz hak vererek kabul etmiştim bunu, ancak bu kararı uygulamamızı zorlaştıran 3 durum vardı:
1. Hamile kaldığımı öğrendiğim ay çevremiz, pıtırdak gibi aniden hamile kalmışlarla dolmuştu, her gün yeni bir hamile haberi alıyor, dudağımızı kemiriyorduk,
2. Karnım daha ilk haftada sanki 6 aylıkmışçasına büyüdüğünden, fiziksel olarak saklamak neredeyse imkansızdı. Yalancı durumuna düşüyorduk,
3. Herkes beyan ediyor biz saklıyorken, ben sürekli" ben de söyleyelim istiyorum, niye saklıyoruz, sanki aynı şeyler tekrar olacakmışcasına, niye olumlama yapmıyoruz" şeklinde isyanlardaydım.

İlk ayları bu kargaşa içinde geçirmiştik ve nihayet 12. haftada hamileliğimi resmen dillendirmeye başladık.

Haftanın özeti: Mide bulantısına, kilo almaya, kaşınmaya, cilt döküntülerine, şeker yemeye, süt içmeye, kitap okumaya, karındaki iğne morluklarına, endişelenmeye, dalında sallanan yaprağa bile ağlamaya devam.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder