6 Eylül 2011 Salı

15. Hafta - Doğum

Doğuma daha geçecek haftalar, bastırılacak endişeler ve atlatılacak  nice badireler olsa da,  dişi insan hamile kaldığını öğrenir öğrenmez doğum anı/yeri/şekli/methodu/sancısı hakkında düşünmeye/araştırmaya/karar vermeye çalışmaya başlıyor.

Ben de hemcinslerimden geri kalmayayım diye, erken başladım, epey de yol katettim aslında. Göcek civarındaki sağlık hizmetlerinin sınırlarından ve ailemden ötürü İzmir'de doğuracaktım, ötesi yoktu. O sebeple İzmir'den bir doktorla devam etmek istemiştim, hastane de belirlenmişti kafamda. Bebek şekerleri bile bakılmıştı internetten. Hani o kadar şımarmama izin verilirse, bir doğum fotoğrafçısı bile seçmiştim nerdeyse.

Esas mühim olanın çevresinde daireler çizen kesinler bunlar. 

"Sezaryen mi Normal doğum mu ?" Ülkemizde, doktorların değil, malesef anne adaylarının verdikleri kararlardan biri.  Sezaryen oranı da oldukça yüksek Geçmiş tarihli de olsa ufak bir resmi bilgi vereyim: İzmir Sağlık Müdürlüğü bu yılın ilk dokuz ayında devlet hastanesinde yüzde 41, diğer kamu hastanelerinde yüzde 70, özel hastanelerde yüzde 83 sezaryenle doğum oranı saptayınca, bu patlamanın nedenini anlamak için bir bilimsel kurul oluşturuldu. Türkiye genelindeki devlet hastanelerinde de bu yıl660 bin doğumun 242 bini sezaryenle oldu.
İzmir İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Neşe Nohutçu, Ege Perinatoloji Derneği’nin ‘Sezaryen-normal doğum’ başlıklı toplantısında, sezaryen oranlarında 2005 yılı rakamlarına göre de artış yaşandığını belirterek, kente ilişkin şu rakamları verdi:
“Dünya Sağlık Örgütü’nün sezaryenle doğumda öngördüğü oranlar yüzde 5-15. 1998′de sezaryen oranı yüzde 21.2′ydi. Bu oranın 2003′teki aynı araştırmada yüzde 40′a yükseldiği saptandı. Bu oranlar Kuzey Amerika’da yüzde 23, Arjantin, Brezilya, Şili’de yüzde 60, Hollanda, Belçika ve Britanya’da yüzde 20.”
Özel hastanelerde artış
Buna karşılık İzmir’de yapılan araştırmadaysa 2005 istatistiklerinde devlet hastanelerinde sezaryen oranının yüzde 41′e çıktığını belirten Nohutçu, şöyle devam etti:
“Aynı yıl üniversite, askeri, Belediye hastaneleri gibi diğer kamu hastanelerinde sezaryenle doğum oranı yüzde 67 olarak saptandı. Özel hastanelerde ise 100 doğumdan 18′i normal, sezaryen oranı yüzde 82. 2006′nın ilk dokuz aylık verilerine göre devlet hastanelerinde sezaryen oranı geçen yılla aynı, yüzde 41. Diğer kamu hastanelerinde sezaryen yüzde 70′e çıkmış. Özel hastanelerde de oran bir yılda bir puan artarak yüzde 83′e çıkmış.” 

Hani doğum anında mecbur kalınırsa doğum şekli değişebiliyor elbet:

"Ne zaman sezaryen doğum yapılmalı?
Hemen her gebelikte başlangıçta yapılan kontrollerde bir özellik yoksa doğumun normal doğum olarak yapılması planlanmalı, eğer gebelik sırasında veya son dakikalarda bir problem ortaya çıkarsa sezaryene dönülebilinmelidir. Ama gebeliğin başlangıcında kesinkes sezaryene karar verdiğimiz bazı özel durumlar vardır, bunların başında;
- Çatısı dar (kalça yapısı doğum yapamayacak kadar dar olan),doğuma uygun olmayan kadınlar,
- Bebeğin duruş bozukluğu (yan duruş gibi doğuma olanak vermeyen duruşlarda) olduğu durumlarda,
- Genelde yaşlı gebeliklerde (35 yaş üstü ve ilk gebeliği olan kadınlarda),
- Bazı çok genç anne adaylarında,
- Anne adayının ıkınmayı engelleyecek hastalıklarında (çeşitli göz bozukluğu, yüksek tansiyon, bel fıtığıgibi),
- Anne adayının psikolojik olarak veya zihinsel olarak normal doğumu tolere edemeyeceği durumlarda,
- İkiz, üçüz gebeliklerin çoğunda,
- Gebelik sırasında gelişen tansiyon problemlerinde,
- Rahim ağzı hastalığı(rahim ağzı kanseri gibi) olanlarda,
- Plasentanın (çocuğun eşi) rahim ağzını kapadığı durumlarda,
- Genelde daha önce sezaryen geçirmiş kadınlarda,
- Bazı kalp rahatsızlıklarında,
- Vajinada mikrop veya hastalık olan bazı durumlarda (herpes veya tümör gibi)
- Vajen daraltma Ameliyatı geçirmişlerde.
Ve birkaç diğer nedenle hekiminiz sizi değerlendirecek ve kesin karar verebilecektir. Bunların dışındaki kesin olmayan durumlarda verilecek karar gebeliğin gidişine, annenin ve bebeğin Sağlık durumuna göre son Dakikaya kadar değişecektir."

Oysa bu kararı aile kendi başına verebiliyor ülkemizde. Bu fikirde olduğumdan ve avantajlarını göz  önüne aldığımda, her ne kadar yaşım ilerlemiş olsa bile normal doğum  yapmak isteyenlerdenim. Ancak bu konuda ben değil doğa vermiş kararını, modern tıp olmasaydı doğumda ölmesi muhtemel annelerdenmişim meğer. Normal hayatımı hiç engellemeyen ancak, basınç farklılıklarında tehlike arzedebilecek ve ıkınmama engel bir rahatsızlığım var (PFO ve ISA). Daha evvel ki bebeği ben bu riskten haberdar değilken,  doğurtarak almışlardı oysa ki. Neyse, son ayda tartışılacak bu mevzuda, risk almamak için günü geldinde sezaryen seçimi yapılacağını biliyorum ve bari onda bebeğe kavuşacağım anı görebileyim diye, deneyimlilerin önerileri dahilinde epidural yöntemle olmasını istiyorum.

Eğer normal doğum yapabilseydim, beni epey etkilemiş olan LAMAZE tekniğini evime 1 saatlik mesafede Marmaris'te uygulamakta olan Dr. Hakan Çoker in desteklediği ilaçsız doğal doğum yöntemlerinden birini uygulamak isterdim. İlgilenebilecek anne adayları için şu linkler faydalı olacaktır: http://www.dogumakademisi.com/ http://www.dogaldogum.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder